30 Temmuz 2011 Cumartesi

1 Yaş'a 1 Ay Kala...

 Yeni oyun arkadaşım : KUTSAL DAMACANA :)


Şöyle bir baktım da 1ay olmuş nerdeyse en son yazımdan beri. Bundan şu sonucu çıkarabilir miyiz? : Bebeğiniz büyüdükçe sizin de hareket imkanınız ve kendinize ayıracağınız zamanınız azalıyor. Sizi bilmem ama bizim için durum tam manasıyla böyle. Hani hep sizden büyük çocuğu olan daha tecrübeli anneler derler ya " daha bunlar birşey değil biraz daha büyüsün o zaman işin zor". Kendi adıma ifrit olurum böyle yorumlara. "Sana ne kardeşim, ne felaket tellallığı yapıyorsun şimdi, o zaman geldiğinde düşünürüz elbet" diyesim gelir şöyle bir yutkunur sözcükleri geldikleri yere geri yollarım boğazımdan aşağı. Bunun sonu yok çünkü. Bebekken hele bir yürüsün o zaman daha zor dersin,yürüyünce hele bir kardeşi olsun bak o zaman gör'e döner bu sefer, sonra okula başlayınca daha bir zor oluyorlar, yok efendim ergenlik en tehlikeli zamanları demeler... bitmez bu evhamlar bu yakınmalar bitmez..evlense çoluğu çocuğu olsa dahi bitmez. O hep sizin küçük bebeğiniz, o hep yardıma muhtaç, o hep beceremeyen küçük yaramaz. Aslına bakarsanız ben bu yaşımda hala annemin küçük bebeğiyim ona göre. Şikayetçi miyim? Asla. Onun desteğini, varlığını yanımdaki duruşunu hissetmek bile bana huzur veriyor. Boşuna dememişler "Ana gibi yar olmaz" diye. ;)
Bu ay yerimizden pek kıpırdayamadığımız için malum sıcaklar da bastırmışken zaman çoğunlukla evde geçiyor. O yüzden çok fazla paylaşacağımız şey yaşayamadık maalesef. Hatta bu yaz bizim için de kurak geçti, neye elimizi atsak kuruttuk diyebiliriz :(  Yani ne yapmaya niyet ettiysek olmadı bir türlü, tatil planlarımız da sanırım başka bahara kaldı... :((
Bebeğiniz büyüdükçe onu evde sınırlar içerisinde tutmak da güçleşiyor. Mesela şu an bizim afacan bacaklarıma yapışmış beni taciz eder durumda, bilgisayar başına ne zaman geçsem aynı. O da haklı kendince. Sürekli onunla vakit geçirmemi oynamamı istiyor, hiç birşey yapmasam da göz mesafesinde olmalıyım arada bir kafasını çevirip benim varlığımı doğrulamalı.
Gezmeyi inanılmaz seviyoruz, fırsatını bulamasak da... Artık eni konu yürümeye başladık, ellerini bırakınca bir iki adım gidiyor ancak daha tam cesaretini toplayamadı küçüğüm. Koltuklara yataklara kendi başına tırmanıp kibarcık kibarcık inmelerine hasta oluyorum. Bizim kızımız çok sağlamcı :)
Artık hemen hemen her yemeği yiyoruz, mesela dün ıspanak yemeği yedi kızım bayıla bayıla..
Baba ve dedenin dışında nihayet sıra "ANNE"ye geldi.ama ANNE değil ENNE olarak :) buna da şükür canım. Yalnız nedense ENNE'yi sadece ağlarken ya da kızgınken söylüyor yoksa mutluyken varsa yoksa BABA ve DEDE. Anlamadım gitti, doğuran bakan büyüten kim? İşine gelince ENNE o kadar...  :)))
Bunların dışında annemin ısrar ve telkinleriyle biraz da benim çabalarımla öğrendiği başka şeyler de var: Gel Babası Geeel, Biiiiir Biiiiir, Aloooo, Baş Baaaaaş...   Ama kızımın bütün marifetlerini burada anlatırsam gelip görmeye bahaneniz olmaz. Yeter bu kadar canım? Gerisini gelip kendi gözlerinizle görün. Pişman olmayacaksınız benden söylemesi...   ;)

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...